Kıbrıs’ta federal çözüm Türkiye’nin de çıkarınadır

Turkish Prime Minister Tayyip Erdogan attends a ceremony marking the 99th anniversary of the end of the Gallipoli campaign in Gallipoli, March 18, 2014.
Turkish Prime Minister Tayyip Erdogan attends a ceremony marking the 99th anniversary of the end of the Gallipoli campaign in Gallipoli, March 18, 2014.

Kıbrıs Üniversitesi’nin Türk ve Ortadoğu Çalışmaları Bölümü’nde doktora yapan ve “Türkiye’nin Kemalist Hakimiyet’ten İslami Neo­Liberalizm’e Dönüşümü” adlı kitabın yazarı olan Türkolog, Emekçi Halkın İlerici Partisi (AKEL) üyesi Dr. Nikos Muduros, Türkiye’deki gidişat nedeniyle Kıbrıs ile ilgili endişeli olduğunu söyledi. Nikos Muduros, Kıbrıs sorununa etki etmemesi açısından, neredeyse iç savaşa dönüşecek şekilde büyüyen Türkiye’deki terör olaylarının ve kutuplaşmanın son bulması gerektiğini söyledi. Muduros, Kıbrıs’ta bir federal çözümün Türkiye’nin de çıkarına olduğunu vurguladı. Türkiye’de son iki yılda yaşanan gelişmeler ışığında AKP’deki dönüşümü ve Kıbrıs sorununa olası yansımalarını KIBRIS Gazetesi’ne yorumlayan Muduros, “2000’li yılların başıyla kıyaslandığında ne AKP aynı AKP’dir, ne Erdoğan aynı Erdoğan’dır” dedi.

“Yeni bir milliyetçilik akımına ihtiyaç yok”

Kuruluşundan bu güne Adalet ve Kalkınma Partisi’ni (AKP) yakından takip eden Dr. Muduros, partinin son dönemlerde iç politikada kurduğu ittifakların kendisini endişelendirdiğini söyledi. Muduros, “Türkiye’nin yeni bir milliyetçilik akımına kapılması, özellikle adadaki çözüm müzakerelerinin şu aşamasında ihtiyacımız olan bir şey değil” dedi.

“Kutuplaşmanın artması Kıbrıs’ı da etkileyebilir”

Türkiye’deki kutuplaşmanın artmasının Kıbrıs’ı da etkileyebileceği uyarısını yapan Dr. Muduros, şöyle konuştu: “Bu konuda Kıbrıs’taki iki lidere ve taraflara büyük görevler düşüyor. Bu kutuplaşma akımını önleyici tavırları olursa bizim için faydalı olur. Bu müzakere sürecini kendi imkânlarımızla götürmemiz lazım çünkü Türkiye’deki durum vahim. Adı konmamış bir iç savaş yaşanıyor. Bize daha demokratik bir Türkiye lazım.”

“Çözüm desteğinden farklı tabloya”

Nikos Muduros, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Annan Planı’na güçlü destek verdiğini ancak şu anda bambaşka bir tablo ile karşı karşıya bulunulduğunu öne sürdü. Muduros, “Şu anda bambaşka bir tablo ile karşı karşıyayız. AKP’nin uygulamaya çalıştığı toplumsal mühendislik Kıbrıs’ta da uygulanmaya başlandı diye düşünebiliriz. Kıbrıs Türk toplumunun bir kısmı buna direnç gösteriyor ki bu bir demokrasi ifadesidir. Bu küçümsenmemeli” dedi.

“Güç hangi yönde kullanılacak?”

Muduros, Erdoğan’ın uzun zamandan beridir Türkiye’nin en güçlü siyasetçisi olduğunu ancak önemli olanın gücün niteliği ve hangi yönde kullanılacağı olduğunun altını çizdi. Nikos Muduros, şöyle konuştu: “Erdoğan, gücünü çözüm yönünde mi kullanacak yoksa daha kutuplaştırıcı bir tablo mu göreceğiz? Kıbrıs Türk toplumunda en egemen düşüncenin Türkiye’den haber beklendiğidir. Bu haber bir engel şeklinde de gelebilir. Bu yüzden liderlere ve barışçı çevrelere büyük görev düşüyor. Önümüzdeki alanı iyi kullanmalıyız. Türkiye’nin garantörlük gibi konularda ağır söz hakkı var ancak mülkiyet veya güç paylaşımı konularında ‘Türkiye’nin sözü neden geçerli olmalıdır?’ diye sorabiliyoruz.”. Muduros, Kıbrıs’ta bir federal çözümün Türkiye’nin çıkarına olduğunu ifade etti.

AKP ve Erdoğan’daki değişim

Dr. Nikos Muduros, “Milli görüş gömleğini çıkardım” dediği günden bu yana Erdoğan’da da AKP’de de büyük değişim yaşandığını, Türkiye’nin dış politikasının da buna paralel ilerlediğini anlattı. Muduros, “İlk olarak bölgesel siyasete baktığımızda özellikle ‘Arap Baharı’ denilen şeyden sonra çok şey değişiyor ve dengeler bir yere oturmuyor. Her gün yeni bir denge ile karşı karşıya kalıyoruz” dedi. Nikos Muduros, Türkiye’nin ekonomik gelişiminin merkeziyetçiliği tetiklediğini, bunun da kapitalizmin neo­liberal seviyesinde çok normal olduğunu ifade etti.

“Milli görüş değerlerine dönüş”

Dr. Nikos Muduros, şöyle konuştu: “2002’deki AKP’nin gündemi reformdu, AB’ye yönelik bir gündemi vardı. Şimdi daha geleneksel, milli görüş değerlerine bir geri dönüş yaşanıyor. AKP’yi bir hükümet partisi değil, bir devlet gücü olarak, bir devlet yapısı olarak görmek lazım. Bu yapının karakteristiği, 2011’den sonra Recep Tayyip Erdoğan özelinde kişiselleşiyor.”. Muduros, Erdoğan’ın Ağustos 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde oyların yüzde 52’sini almasıyla çoğunlukçu bir siyasi anlayışın hüküm sürmeye başladığına işaret etti. “Davutoğlu yenilgiye uğradı”. AKP’nin yaptığı en son olağan kongresinde ilk kez bir cumhurbaşkanının parti kongresine müdahalesinin söz konusu olduğunu, TC Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nu ise birkaç kez yenilgiye uğrattığını söyleyen Muduros, “Hakan Fidan, İzleme Komitesi, Dolmabahçe Anlaşması ve Şeffaflık Yasası’nda hükümetin ele aldığı konulardı ancak Erdoğan’ın müdahalesiyle bunlardan vazgeçildi” ifadelerini kullandı.

“Millet” kavramı belli bir zümreyi işaret ediyor

Dr. Muduros, çoğunlukçu anlayış konusuna şöyle açıklık getiriyor: “Bu çoğunlukçu anlayış nerden çıkıyor? Burada AKP’nin vizyonundan bahsetmeliyiz. Burada çok stratejik olan bir kavram var o da ‘millet’ kavramıdır. Millet kavramıyla TC içerisinde çok spesifik bir zümreyi işaret ediliyor. Bu da Sünni, Müslüman, Türk ve muhafazakâr kesimi işaret ediyor. Bu kavrama uygun olmayan güçler veya toplum kesimleri, bu vizyon tarafından hemen dışlanıyor. Bu benim düşüncem.”

İslami kesim içinde de dışlama söz konusu

2013’te yaşanan Gezi Parkı olaylarının AKP’ye göre bir çapulcu hareketi olduğunu söyleyen Muduros, dağlardaki teröristlerin de “çapulcu” olarak tanımlanmaya başladığını iddia etti. Muduros, “Paralel devlet” tanımının da o zaman çıktığını ve bununla da İslami kesim içerisinde bir dışlama hareketi başladığını anlattı.

“Geleceği tahmin etmek zor”

Muduros, “2002 ile 2005 yılındaki AKP geniş hegemonya projesi altında Türkiye siyasetini yürütüyordu. 2010’dan sonra daha dar bir hegemonya söz konusu. ‘Yüzde 50’yi alıp yürüyorum ve geriye kalan kesim benim için önemli değil düşüncesi hakim. Burjuvanın bir kısmı da dışlanan kesimin içerisinde” dedi. Nikos Muduros, önümüzdeki dönemde ne olacağını tahmin etmenin zor olduğunun ancak AKP’nin 1 Kasım’daki seçimlerde iktidar olsa sahi dünyadaki konjonktür nedeniyle Türkiye’yi istikrarsızlığın beklediğini ifade etti.

Muduros sözlerini şöyle tamamladı: “AKP’nin Suriye değerlendirmeleri aslında tutmadı. Başka bir senaryoya göre hareket etti. Şimdi bambaşka bir senaryo ile karşı karşıya. Suriye’de küresel bir değişim oldu. AB, ABD, İran ve Rusya arasında Suriye ile ilgili farklı bir değerlendirme var. (Suriye Devlet Başkanı Beşar) Esad meselesini başka şekilde ele alıyorlar. Türkiye belki de denge değişimini gördüğü için İncirlik üssünü açmaya karar verdi.”

Osman Kalfaoğlu, Kıbrıs Gazetesi, 29 Eylül 2015

Σχολιάστε

Εισάγετε τα παρακάτω στοιχεία ή επιλέξτε ένα εικονίδιο για να συνδεθείτε:

Λογότυπο WordPress.com

Σχολιάζετε χρησιμοποιώντας τον λογαριασμό WordPress.com. Αποσύνδεση /  Αλλαγή )

Φωτογραφία Facebook

Σχολιάζετε χρησιμοποιώντας τον λογαριασμό Facebook. Αποσύνδεση /  Αλλαγή )

Σύνδεση με %s

Αρέσει σε %d bloggers: