Türkiye Yeni Bir Tarihsel Aşamada Mı?

basbakan-erdogan

14 KASIM 2013

Türkiye’de erkeklerin ve kızların öğrenci yurtları ve apartman dairelerinde karma bir şekilde kalmalarının yasaklanması konusu, ülkenin seçimlere girdiği bir dönemde siyasi açıdan  yüzleşmede yeni beklentilere yol açtı. Belki de bu konu, kültürel değerler ve yaşam şekli konularının, devam eden seçim öncesi dönem boyunca Türk kamuoyunu gittikçe daha fazla meşgul ettiğini gösterecektir.

Fakat Adalet ve Kalkınma Partisi içerisinde despotluk, muhafazakarlık ve iç farklılaşmaların ötesinde, biçimlenen, şekillenen durum bizi Türkiye toplumunun ve tarihinin yeni bir aşamada bulunduğu  sonucuna götürecektir. Birkaç kelime ile özetleyecek olursak, böyle olaylar bugünün Türkiye’sinin parça parça olarak değil bütünsel olarak yeniden değerlendirilmesi fırsatını sunmaktadır.

AKP bugün ülkede inkar edilemez egemen güçtür.

Zor bir süreç içerisinde iktidarını güçlendirmeyi ve ülkeyi yeniden biçimlendirmeyi, ülkede değişiklikler yapmayı başardı. Erdoğan, Gül ve Arınç gibi İslam siyasetinin tarihi üst düzey kurmayları aynı konuya hizmet ederek aynı başlangıç noktasından başladılar: Kemalist – Cumhuriyetçi çerçevenin indirilmesi konusundan. Bugüne kadar Türkiye’deki demokrasi özellikle anti-kemalizmin sorunuydu. Türkiye’nin demokratikleşmesi arzusu zorunlu olarak Kemalist düzen aleyhine eleştiriden geçiyordu. Sonuç olarak anti-Kemalist söylem tamamen demokratik idealler ve özgürlüklerle özdeşleşmişti. En azından AKP’nin içerisinde ideolojik olarak egemen olmayı başardığı ve İslam’ın ötesinde toplumsal ittifaklarla seçim temelini genişlettiği çerçeve buydu.

Bugün, cumhuriyetçi – Kemalist devlet “zapt edilmiştir”.

Kemalist politika ve ekonomik düzenin parçalandığı açıkça görülüyor. Türkiye’nin yeni özgürlükçü yeniden biçimlenme süreci içerisinde devletçiliğin Kemalist ilkesi Türk geçmişinin tarihi bir ifadesine dönüştü. Fakat  bu gelişme “Tarihin sonu”nu oluşturmuyordu. Bunun aksine, bu gelişme diyalektik ilkesi içerisinde, yeni toplumsal ve politik değişimlerin, yeni yüzleşmelerin başlangıcını oluşturuyor. Türkiye’de artık siyasi İslam’ı belirleyen egemen çerçeve, gelişen sürece yol göstererek kendi yeni içsel farklılıklarını türetiyor.

Sonuç olarak, iddia edebiliriz ki, Türkiye’nin içerisinde bulunduğu yeni aşaması, kemalizm olmayan yeni egemen çerçeve içerisinde gerçekleşen yüzleşmelerden karakterize olmaktadır.

Hiç kimse, Türkiye’nin İslam politikasındaki içsel farklılaşmaların derinini ve sonucunu şimdiden “tahmin edemez”.

Fakat eğer yukarıdaki muhakeme doğru ise, o zaman ülkenin tarihi sürecindeki “yeni(lik)” sadece ve sadece anti Kemalist söylem ve eylemlerden doğamaz.

Türkiye’deki demokrasi konusu, anti Kemalist çerçeveyi aştı ve sonuç olarak “yeni” sadece AKP tarafından belirlenmiyor.

Ancak bu, hükümet partisinin gücünü kaybettiği anlamına da gelmiyor.

Nikos Muduros

GAZETE 360

Σχολιάστε

Εισάγετε τα παρακάτω στοιχεία ή επιλέξτε ένα εικονίδιο για να συνδεθείτε:

Λογότυπο WordPress.com

Σχολιάζετε χρησιμοποιώντας τον λογαριασμό WordPress.com. Αποσύνδεση /  Αλλαγή )

Φωτογραφία Facebook

Σχολιάζετε χρησιμοποιώντας τον λογαριασμό Facebook. Αποσύνδεση /  Αλλαγή )

Σύνδεση με %s

Αρέσει σε %d bloggers: